ABD endüstri politikasında tarihi bir dönüşüm yaşanıyor. Trump yönetimi, ulusal güvenlik stratejisi kapsamında halka açık Amerikan şirketlerinde doğrudan hisse satın alarak kritik sektörlerdeki yerli üretim kapasitesini güvence altına almaya başladı.
Trump ile başlayan bu yeni yaklaşım, yalnızca bir “teşvik” programı olmaktan öte devletin stratejik hissedar rolüne geçtiği bir dönemi başlatıyor. Amaç ise yarı iletkenler, kritik mineraller ve çelik üretimi gibi alanlarda Çin başta olmak üzere dış tedarik bağımlılığını azaltmak ve ulusal güvenlik açısından hassas sektörlerde kontrolü elde tutmak.
ABD borsalarına hemen yatırım yapmaya başla; dünyaca ünlü şirketlerin hisselerini portföyüne ekle.
Yatırıma BaşlaYeni ABD Endüstri Politikası: “Devlet Sermayedar” Dönemi
Geçmişte devlet destekleri genellikle hibeler, vergi indirimleri veya kredi garantileri üzerinden yürütülüyordu. Ancak yeni dönemde Trump yönetimi, bu mekanizmaların ötesine geçerek doğrudan hisse alımı yoluyla stratejik ortaklıklar kurmaya başladı.
Bu politika hem savunma ve teknoloji güvenliğini hem de ekonomik bağımsızlığı hedefliyor. Hükûmetin oluşturduğu “Ulusal Güvenlik Portföyü (National Security Portfolio)” bu stratejinin merkezinde yer alıyor.
Portföyde Öne Çıkan Şirketler
Intel (INTC) – %10 Hisse
ABD’nin yarı iletken üretiminde Çin ve Tayvan’a bağımlılığını azaltmak için çıkarılan CHIPS Yasası kapsamında, Trump yönetimi Intel’de yaklaşık %10’luk pay aldı. Bu yatırım, Intel’in Ohio ve Arizona’daki yeni fabrika projelerini destekliyor. Amaç, ülke içinde gelişmiş çip üretim kapasitesi oluşturmak ve askeri teknolojilerde kullanılan işlemcilerde tam yerli tedarik zinciri sağlamak.
MP Materials (MP) – %15 Hisse
ABD’nin tek nadir toprak elementleri üreticisi konumundaki MP Materials, Savunma Bakanlığı (DoD) iş birliğiyle portföyde önemli bir yer tutuyor. Yaklaşık %15 oranında kamu payı, Çin’in küresel nadir toprak tedarikindeki hâkimiyetine karşı alınan en somut önlem olarak değerlendiriliyor. Bu elementler; füzeler, radar sistemleri, elektrikli araç motorları ve akıllı telefonlar gibi stratejik ürünlerin üretiminde kritik rol oynuyor.
Lithium Americas (LAC) – %10 Hisse
ABD, enerji dönüşümünde batarya teknolojilerinin merkezinde yer almak istiyor. Trump yönetimi, Nevada’daki Thacker Pass lityum projesini desteklemek için Lithium Americas’ta yaklaşık %10 hisse aldı. Bu yatırım, ABD’nin elektrikli araç (EV) batarya tedarik zincirini Çin dışına taşıma stratejisinin bir parçası. Thacker Pass, Kuzey Amerika’daki en büyük lityum yataklarından biri olarak ülkenin enerji güvenliği açısından stratejik varlık statüsünde.
Trilogy Metals (TMQ) – %10 Hisse + Varantlar
Alaska merkezli Trilogy Metals, bakır ve kobalt gibi savunma ve elektrikli araç sektörlerinde kritik metaller üretiyor. ABD yönetimi bu şirkette %10 doğrudan hisse ve ek varantlar (opsiyonel hisse alım hakkı) ile yer alıyor. Bu adım, Kuzey Alaska’daki Ambler Mining District projesinin hızla devreye alınmasını ve yerli maden tedarik zincirinin güçlenmesini amaçlıyor.
U.S. Steel – “Altın Hisse” (Golden Share)
ABD’nin sembol şirketlerinden U.S. Steel, Japonya merkezli Nippon Steel tarafından satın alınırken Trump yönetimi devreye girerek stratejik kararlar üzerinde veto hakkı tanıyan bir “altın hisse” elde etti. Bu hisse, U.S. Steel’in savunma, altyapı ve enerji projelerinde Amerikan çıkarlarına aykırı kararlar alınmasını engelliyor.
Critical Metals Corp (CRML) – Planlanan %8 Hisse
Henüz tamamlanmamış olmakla birlikte Trump yönetiminin Critical Metals Corp’ta %8 hisse alma planı bulunuyor. Grönland’daki nadir toprak projelerine yapılacak bu yatırım, ABD’nin Kuzey Kutbu bölgesinde Çin etkisine karşı yeni bir ekonomik hat kurma hedefiyle bağlantılı. Bu proje, aynı zamanda Avrupa tedarik zincirleriyle entegrasyon potansiyeli taşıyor.
Stratejik Hedef: Çin’e Bağımlılığı Azaltmak
Trump yönetiminin yaptığı bu hisse alım hamlelerin temelinde Çin’in küresel kritik ham madde ve üretim zincirlerindeki hâkimiyetine karşı bir ekonomik savunma hattı kurmak yatıyor. ABD, özellikle şu alanlarda yerli kapasite oluşturmayı hedefliyor:
- Yarı iletken üretimi (Intel, TSMC rekabeti)
- Kritik mineraller (MP Materials, Lithium Americas, Trilogy Metals)
- Savunma sanayii tedarik zinciri (US Steel, altyapı üretimi)
Politika Analizi: Devletin Yeni Rolü Sermayedar Güç
Trump yönetiminin bu yaklaşımı, “Made in America” sloganının ötesine geçiyor. Artık ABD devleti yalnızca regülasyon yapan bir kurum değil; bizzat hissedar olarak üretim süreçlerine katılan bir aktör.
Bu durum, klasik liberal ekonomi anlayışından bir sapma olarak görülse de stratejik sektörlerde “millî kapitalizm” modelinin güçlendiğini gösteriyor. Uzmanlara göre bu strateji Avrupa’da da yankı bulabilir; özellikle AB ülkeleri benzer şekilde enerji, batarya ve savunma sanayiinde devlet ortaklıklarına yönelebilir.
Kaynak: Wall Street Diaries